Deniz Hukuku Avukatı Oktay Aydoğdu
20
Kas

Deniz Hukuku Avukatı

Click to rate this post!
[Total: 0 Average: 0]

Deniz Hukuku Avukatı Oktay Aydoğdu, AVUKAT OKTAY AYDOĞDU deniz hukuku alanında  uzmanlaşmış yıllarını vermiştir.Unutulmaması gereken bir hususta en iyi deniz hukuku  avukatı diye bir şey yoktur. Her avukat size elinden gelen en iyi avukatlık hizmetini vermekle yükümlüdür. Avukat Oktay AYDOĞDU da sizelere elinden gelen en iyi avukatlık hizmetini vermeye çalışacaktır.

Deniz hukuku geniş bir konu alanıdır ve Türkiye’de de oldukça önemlidir. Deniz hukuku, deniz ticareti, gemi işletmeciliği, deniz kazaları, deniz kirliliği, liman yönetimi gibi konuları kapsar.

Deniz hukuku, uluslararası hukukla iç içe geçmiş bir alandır ve uluslararası sözleşmeler, ulusal yasalar ve teamüller tarafından düzenlenir. Türkiye’nin deniz hukuku konusundaki perspektifi, uluslararası normlarla uyumlu olan ve denizle ilgili ticaretin, ulaştırmanın ve çevrenin korunmasını sağlayan çeşitli yasal düzenlemeler içerir.

Türkiye’nin deniz hukukuyla ilgili olarak, Türk Ticaret Kanunu, Deniz Ticaret Kanunu, Gemi Sicili Kanunu gibi yerel yasal düzenlemeler yanı sıra uluslararası sözleşmeler ve anlaşmalar da önemlidir. Ayrıca, deniz kazaları durumunda zararların tazmini, deniz kirliliğiyle ilgili cezai yaptırımlar gibi konular da Türkiye’de deniz hukuku açısından önemli konulardır.

Türk Deniz Ticaret Kanunu, deniz ticareti ile ilgili birçok konuyu düzenler. Gemi sicili, gemi sahipliği, gemi ipoteği, gemi kira sözleşmeleri ve gemi işletmeciliği gibi konuları içerir. Bu kanun, gemi sahipleri, işletmecileri ve deniz ticaretiyle uğraşan diğer tarafların hak ve sorumluluklarını düzenler.

Türk Ticaret Kanunu, deniz hukukuyla ilgili genel prensipleri içerirken, gemi işletmeciliği, deniz kazaları ve ticari faaliyetlerle ilgili genel kuralları kapsar. Gemi sahiplerinin sorumlulukları, gemi işletmeciliği sözleşmeleri ve gemiyle ilgili ticari faaliyetler gibi konular bu kanun kapsamındadır.

Deniz kazaları durumunda, uluslararası sözleşmelerin ve Türk yasalarının çerçevesinde zararların tazmini ve sorumluluklar belirlenir. Bu durumlar genellikle gemi kazaları, çarpışmalar, limanlarda meydana gelen olaylar veya denizdeki diğer acil durumları içerir.

Deniz Hukuku Avukatı Oktay Aydoğdu
Deniz Hukuku Avukatı Oktay Aydoğdu

Deniz kirliliği de deniz hukukunun önemli bir alanıdır. Türkiye, denizlerin korunması ve deniz kirliliğinin önlenmesi için uluslararası anlaşmalara ve ulusal düzenlemelere bağlı olarak çeşitli yasal önlemler almıştır. Deniz kirliliği durumunda cezai yaptırımlar ve temizleme operasyonları gibi konuları düzenleyen yasal düzenlemeler mevcuttur.

Türkiye’nin deniz hukuku, uluslararası hukukla uyumlu olacak şekilde düzenlenmiştir ve denizcilik sektörünün düzenlenmesi, ticareti ve çevrenin korunması açısından önemli bir rol oynamaktadır. Bu alan, sürekli olarak uluslararası gelişmeler ve değişen koşullar doğrultusunda güncellenmekte ve şekillenmektedir.

DENİZ KAZALARI

Deniz kazaları, genellikle gemilerin çarpışması, batması, karaya oturması veya denizdeki diğer olağanüstü durumlar gibi durumları kapsar. Türkiye’de deniz kazalarına ilişkin yasal çerçeve, uluslararası hukuka dayanan ve ulusal yasal düzenlemelerle desteklenen bir dizi prensibi içerir.

Deniz kazalarıyla ilgili hukuksal prosedürler, olayın ciddiyetine, meydana geldiği yerdeki yargı yetkisine ve ilgili yasal düzenlemelere göre farklılık gösterebilir. Türkiye’de deniz kazalarıyla ilgili hukuksal prosedürler genellikle şu adımları içerebilir:

  1. Olayın Bildirimi ve Soruşturma: Deniz kazası meydana geldiğinde, olayın yetkili makamlara derhal bildirilmesi gerekmektedir. Türkiye’de, kazaya karışan gemi veya gemilerin kaptanları, olayı derhal ilgili makamlara (Sahil Güvenlik, Liman Başkanlığı vb.) rapor etmekle yükümlüdür. Ardından, bir soruşturma başlatılabilir. Bu soruşturma, olayın nedenlerini, sorumluları ve olası tazminat taleplerini belirlemeye yöneliktir.
  2. Hukuki Bildirimler ve Belgeler: Hukuksal süreç başladığında, ilgili taraflar (gemi sahipleri, sigorta şirketleri, mürettebat vb.), yasal bildirimleri yapmak ve gerekli belgeleri sunmakla yükümlüdür. Bu, mahkemelerde kullanılmak üzere delil toplama sürecini içerebilir.
  3. Mahkeme Süreci: Deniz kazalarıyla ilgili davalarda, Türkiye’de yetkili mahkemelerde dava açılabilir. Davada, tarafların avukatları, delilleri sunar, ifadeler alınır ve duruşmalar düzenlenir. Mahkeme, kazanın sebebini, sorumluluğu ve tazminat miktarını belirlemek için delilleri değerlendirir.
  4. Tazminat Talepleri: Deniz kazaları sonucunda zarar görenler, tazminat talebinde bulunabilir. Bu zararlar, gemiye verilen zarar, çevresel kirlilik, kişisel yaralanmalar, kayıp veya zarar gören mallar gibi çeşitli unsurları içerebilir. Türk hukuku, deniz kazalarından kaynaklanan zararların tazminatını düzenleyen yasal düzenlemelere sahiptir.
  5. Uyuşmazlık Çözüm Yolları: Taraflar arasındaki anlaşmazlıklar bazen mahkeme dışında da çözülebilir. Arabuluculuk, uzlaşma veya alternatif çözüm yolları, taraflar arasında anlaşma sağlanmasına ve uzun sürecek mahkeme süreçlerinin önüne geçilmesine yardımcı olabilir.

Bu adımlar, Türkiye’de deniz kazalarıyla ilgili hukuki prosedürlerin genel bir özeti olabilir. Ancak, her deniz kazası durumu benzersizdir ve hukuksal süreç, olayın detaylarına ve durumun karmaşıklığına göre değişiklik gösterebilir. Bu beple bu alanda uzman bir avukata danışmaznız sizin için çok iyi olacaktır. Av.Oktay AYDOĞDU deniz kazaları hukuku hakkında elinden gelen en iyi hizmeti sunacaktır.

DENİZ KAZALARINDA SORUMLULUK VE TAZMİNAT

            Deniz kazaları durumunda sorumluluk ve tazminat konusu, gemi sahipleri, işletmecileri, mürettebat ve diğer ilgili tarafların bu tür durumlardan doğan sorumlulukları ve zararların tazminiyle ilgili önemli bir konudur.

Türkiye’de deniz kazalarından kaynaklanan sorumluluk ve tazminat genellikle şu noktalara dayanır:

  1. Gemi Sahibi Sorumluluğu: Gemi sahibi, geminin işletilmesi sırasında gemiye yönelik olarak üçüncü şahıslara verilebilecek zararlardan sorumludur. Ancak, gemi sahibi kusurunun olmadığı durumlarda, bazı durumlarda sorumluluk sınırlanabilir veya ortadan kaldırılabilir.
  2. Mürettebatın Sorumluluğu: Mürettebat, geminin güvenli bir şekilde işletilmesi ve diğer gemilere veya çevreye zarar vermemesi konusunda sorumludur. Mürettebatın ihmali veya dikkatsizliği sonucu meydana gelen kazalardan kaynaklanan zararlar, bu tür durumlarda mürettebatın sorumluluğunda olabilir.
  3. Seyir Emniyeti ve Kural İhlalleri: Deniz kazalarında seyir emniyetine uyulmaması veya deniz trafiği kurallarının ihlali gibi durumlar söz konusuysa, bu durumda sorumluluk söz konusu olabilir. Geminin seyir güvenliği ile ilgili önlemleri almaması veya denizcilik kurallarına uymaması durumunda, sorumluluk gemi sahibi veya mürettebat üzerinde olabilir.
  4. Çevresel Zararlar ve Tazminat: Deniz kazaları genellikle çevresel kirliliğe neden olur. Bu durumda, çevreye verilen zararlar da dikkate alınarak tazminat talep edilebilir. Türkiye’de çevresel zararlarla ilgili olarak ulusal yasal düzenlemeler ve uluslararası sözleşmelere dayanan hükümler bulunmaktadır.

Türkiye, deniz kazalarından kaynaklanan sorumlulukları ve tazminatları düzenleyen uluslararası sözleşmelere taraf olmuştur. Örneğin, Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) tarafından kabul edilen ve deniz kazaları sonucu doğan zararların tazminatını düzenleyen IMO’nun Uluslararası Denizcilik Sözleşmesi (MARPOL) gibi sözleşmeler, Türkiye’de deniz kazalarından kaynaklanan tazminatların belirlenmesinde ve uygulanmasında önemli bir rol oynar.

Her deniz kazası durumu farklıdır ve sorumluluklar ile tazminatlar da bu durumlara göre farklılık gösterebilir. Bu nedenle, bu tür durumlarda uzman bir hukuk danışmanından veya ilgili yasal kaynaklardan bilgi almak önemlidir. Av.Oktay AYDOĞDU deniz kazaları sonucunda ortaya çıkacak tazminat alacakları hakkında elinden gelen en iyi hizmeti sunacaktır.