Kayseri İhalenin Feshi Avukatı
Kayseri Barosu Avukatlarından Avukat Oktay AYDOĞDU, İhalenin Feshi Hukuku davaların da tecrübesi ve hukuk bürosu ile yardımcı olmaktadır.
İHALENİN FESHİ DAVALARINDA HUKUKİ YARAR ŞARTI
İhalenin feshi davalarında Hukuki Yarar, dava şartı olup ihalenin feshini isteyen kişinin somut bir fesih nedenine dayanması ve bu somut neden yüzünden menfaatinin ihlal edilmiş olduğunu kanıtlaması gerekir. Salt taşınmazın muhammen bedelin altında satılmış olması vb nedenler tek başına ihalenin feshi nedeni oluşturmaz. Bu husus İİK.md.134/8’de de vurgulanmış olup madde metni; “…İhalenin feshini şikâyet yolu ile talep eden ilgili, vâkı yolsuzluk neticesinde kendi menfaatlerinin muhtel olduğunu ispata mecburdur.” şeklindedir.
6100 sayılı HMK’nın “Dava şartları” başlıklı 114.maddesinde; “(1) Dava şartları şunlardır: …h) Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması” düzenlemesi mevcuttur. Yine yasanın “Dava şartlarının incelenmesi” başlıklı 115.maddesinde; “(1) Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. (2) Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.” düzenlemesi mevcuttur. Bu kapsamda ihalenin feshini isteyebilecek kişilerin, somut bir olayda ihalenin feshini isteyebilmesi için, ihalenin feshedilmesinde hukuki menfaati bulunması şarttır. Bu husus dava şartı olarak nitelendirilmektedir. Yani, ihalenin feshini isteyen kişinin, somut bir ihalenin feshi sebebine dayanması ve bu nedenle menfaatinin ihlal edilmiş olması gerekir. İcra mahkemesi, yapacağı ilk inceleme sonucunda, ihalenin feshini isteyen kişinin ihalenin feshini isteyebilecek kişilerden olmadığı, ihalenin feshini isteyen kişinin ihalenin feshedilmesinde hukuki yararı bulunmadığı, kanısına varırsa ihalenin feshi talebini, esasa girmeden usulden reddetmelidir. Yargıtay uygulaması ve doktrinde de benzer görüş mevcuttur;
Bu hususta doktrinde; “…Borçlu: (hukuki yararı-m.134,VIII-bulunmak şartı ile), takip borçlusu, ihalenin feshini isteyebilir.” (Prof.Dr.Baki KURU, syf.712, İcra ve İflas Hukuku, 2.Baskı, Adalet Yayınevi, ANKARA, 2013).
“…ihalenin feshini isteyebilecek kişilerin, somut bir olayda ihalenin feshini isteyebilmesi için, ihalenin feshedilmesinde hukuki yararı (menfaati) bulunması şarttır (dava şartı). Yani, ihalenin feshini isteyen kişinin, somut bir ihalenin feshi sebebine (yolsuzluğa) dayanması ve bu yolsuzluk nedeniyle menfaatinin ihlal edilmiş (zarar görmüş) olması gerekir. Kanun bu hukuki yarar şartını şu şekilde düzenlemektedir: “İhalenin feshini şikâyet yolu ile talep eden ilgili, vâkı yolsuzluk neticesinde kendi menfaatlerinin muhtel olduğunu ispata mecburdur” (m.134, VIII)” (Prof.Dr.Baki KURU, syf.714, İcra ve İflas Hukuku, 2.Baskı, Adalet Yayınevi, ANKARA, 2013).
“…Satılan (taşınır veya taşınmaz) malın muhammen bedelin altında bir bedelle satılmış olması, yalnız (tek) başına ihalenin feshi sebebi teşkil etmez; yani, geçerli bir ihalenin feshi sebebine (yolsuzluğa) dayanmayan ilgilinin, sadece malın muhammen bedelinin altında satılmış olduğuna dayanarak ihalenin feshini istemekte hukuki yararı yoktur.” (Prof.Dr.Baki KURU, syf.714, İcra ve İflas Hukuku, 2.Baskı, Adalet Yayınevi, ANKARA, 2013).
“…İcra mahkemesi, yapacağı ilk (ön) inceleme sonucunda, ihalenin feshini isteyen kişinin ihalenin feshini isteyebilecek kişilerden olmadığını, ihalenin feshini isteyen kişinin ihalenin feshedilmesinde hukuki yararı bulunmadığı, …kanısına varırsa …ihalenin feshi talebini, esasa girmeden (usulden) reddeder.” (Prof.Dr.Baki KURU, syf.720, İcra ve İflas Hukuku, 2.Baskı, Adalet Yayınevi, ANKARA, 2013).
“…İcra ve İflas Kanununun 134.maddesinin 7.fıkrasına göre, ihalenin feshini şikayet yolu ile talep eden ilgili, vaki yolsuzluk neticesinde kendi menfaatlerinin ihlal edilmiş olduğunu ispata mecburdur. Bu hükme göre, ihalenin feshini isteyen kişinin, her somut olayda, ihalenin feshedilmesinde hukuki menfaatinin bulunduğunu ispat etmesi gerekir.”(Ahmet Cemal RUHİ, syf.116, İhalenin Feshi, 4.Baskı, Seçkin Yayınevi, ANKARA, 2016).
“İhalenin feshi talebinde bulunacak kimsenin, somut bir olayda ihalenin feshini isteyebilmesi için bunda hukuki (menfaatinin) yararının bulunması zorunluluğu vardır. Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 10.11.1192 gün E.5835 – K.13683” (İstanbul Hukuk Hakimi Hasan ÖZKAN, İhalenin Feshi, syf.129, Legal Yayıncılık, 2014)
“İhalenin feshi talebinin, şikayet yoluyla başvurulan icra mahkemesince dinlenebilmesi (mesmu olabilmesi) için, şikayetçi, gerçekleştiğini iddia ettiği yolsuzluk sebebiyle kendi menfaatlerinin muhtel olduğunu (zarara uğradığını) ispat zorundadır (m.134/8) …Zarar unsurunun gerçekleşmemesi halinde şikayetçinin ihalenin feshini istemekte hukuki yararı yoktur.” (Prof.Dr.Timuçin MUŞUL, s.462-466, İhale ve İhalenin Feshi, 1.Baskı, Adalet Yayınevi, ANKARA, 2016).
“…Davacının dava hakkına sahip olması, dava açabilmesi için yeterli değildir. Bundan başka, davacının dava açmakta hukuki bir yararının bulunması gerekir; yani, dava hakkı hukuki yarar ile sınırlıdır. Dava açmakta hukuki yararı olmayan kişi, Devletin mahkemelerini (davacı ile) gereksiz yere uğraştıramaz. Davacının dava açmaktaki yararı hukuki olmalıdı; ideal veya ekonomik yarar yalnız başına yeterli değildir. …Hukuki yarar dava açıldığı anda var olmalıdır; ilerdeki (müstakbel) bir yarar yeterli değildir. Bu nedenle, muaccel olmayan (müeccel) alacak için dava açılamaz; açılırsa, dava hukuki yarar yokluğundan (usulden) reddedilir.” (Prof.Dr.Baki KURU, syf.261-262, Medeni Usul Hukuku, 22.Baskı, Yetkin Yayınevi, ANKARA, 2011).
“…hukuki yarardan maksat, davacının sübjektif hakkına hukuki korunma sağlanması hususunda mahkemeye başvurmasında hali hazırda hukuken korunmaya değer bir yararının bulunmasıdır. Bir başka ifadeyle, davacı hakkına kavuşmak için, hali hazırda mahkeme kararına muhtaç bir konumda değilse onun hukuki yararının bulunduğundan söz etmek mümkün değildir. Hukuki menfaatin varlığının kabul edilebilmesi için, bu menfaatin hukuki, meşru, doğrudan, kişisel, doğmuş ve güncel olması gerekir. …Görülmekte olan veya ileride açılacak olan bir davada iddia ve savunma olarak ileri sürülebilecek hususlarda dava açmakta hukuki yarar yoktur.” (Prof.Dr.Ejder Yılmaz, syf.1728-1731, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi, 3.Baskı, Yetkin Yayınevi, ANKARA, 2017).
Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 20.06.2012 Tarih ve E.15090 K.21609 Sayılı Kararında; “…Taşınmazların tapu kaydında şikayetçi lehine haciz şerhi var ise de, ihale tarihinden önce yasal sürede satış istenmediğinden haczin düştüğünün anlaşıldığı, şikayetçinin ihale tarihinden önce taşınmazlar üzerinde haczi bulunmadığından ve tapu kaydında haciz şerhinin yazılı bulunması kendisine hak bahşetmeyeceğinden istemin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerekirken, ihalenin feshine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu”
Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 20.9.2004 Tarih E. 15030 K. 19683 sayılı kararında ise; “…Şikâyetçi adına tapuda haciz şerhinin 12.3.2001 tarihinde konulduğu, bu tarihten itibaren İİK. nun 106. maddesinde öngörülen (2) yıl içerisinde satış istenmediği, bu duruma karşısında aynı kanunun 110. maddesine göre haczin kendiliğinden kalkmış olduğu», icra müdürlüğünün 8.9.2003 tarihli yazı cevabında da «23.5.2003 tarihi itibariyle haczin düştüğünün belirtildiği» anlaşıldığından, 10.9.2003 dava tarihi itibariyle şikayetçinin dava açma hakkı bulunmadığından, mahkemenin istemi red kararı, anılan gerekçe çerçevesinde doğru olduğundan, alacaklı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü gerektiği sonucuna varılmıştır.” şeklinde hüküm tesis etmiştir. Bu nedenle de hukuki yarar yokluğundan davacının ihalenin feshini talep hakkı yoktur.
A) İhalenin Feshini İsteyebilecek Kişiler
İhalenin feshi talebinde bulunmak için yasal hakkı olan kişileri aşağıdaki şekilde sınıflandırabiliriz.
Menkul
- Borçlu
- Satış İsteyen Alacaklı
- Pey Sürmek Suretiyle İhaleye Katılan
Gayrimenkul
- Borçlu
- Alacaklı
- Tapu Sicilindeki İlgililer
- Pey Sürmek Suretiyle İhaleye Katılan
B) Süre
Şikayet süresi 7 gündür. Şikayet süresi ihalenin/satışın yapıldığı tarihten başlar. Şikayetçiye satış ilanı tebliğ edilmemiş ya da usulsüz tebliğ edilmişse, satılan malın esaslı vasıflarında hatanın veya ihaleye fesat karıştırıldığının daha sonra öğrenilmesi halinde; öğrenme tarihinden başlar. Her halükarda bu süre 1 yıl ile sınırlıdır. İhale tarihinin üzerinden 1 yıl geçmesi ile hiçbir şekilde ihalenin feshi istenemez.
C) Yargılama Usulü
İhalenin feshi istemi bir nevi şikayet olup, harca tabidir. İhalenin feshi talepleri duruşmalı olarak incelenmelidir. İhalenin feshi davalarında HMK.’nın işlemden kaldırmaya ilişkin hükümleri uygulanmaz. Taraflar ihalenin feshi nedeni olarak dayandıkları maddi vakıaları tanık dahil her türlü delil ile ispatlayabilir. Mahkeme mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapabilir. Tarafların bildirdiği her türlü delili toplar ve değerlendirerek gereken kararı verir. Hakim kendisi de re’sen delil toplayabilir ve tanık dinleyebilir. İhalenin feshi davasına müdahil olarak katılmak mümkün değildir. İhalenin feshi davasında feragat ve kabul mümkündür. Ancak, kabulün sonuç doğurabilmesi için tarafların tümü tarafından yapılması elzemdir. Yargılama sonunda hükmedilecek vekalet ücreti maktudur. Davanın esasa ilişkin nedenlerle reddi halinde şikayetçi aleyhine ihale bedelinin %10 ‘u oranında para cezasına karar verilir. (İcra takibi konut finansmanından kaynaklanan alacak için yapılmışsa bu oran ihale bedelinin %20’sidir.)
D) İhalenin Feshi Nedenleri
İhalenin feshi davasının ikame edileceği durumları 4 başlık altında toplayabiliriz.
- Artırmaya Hazırlık Aşamasındaki Hatalı İşlemler
- İhale Aşamasındaki Hatalı İşlemler
- İhaleye Fesat Karıştırma Hali
- Alıcının Taşınmazın Önemli Nitelikleri Hakkında Hataya Düşmüş Olduğu Haller
1) Artırmaya Hazırlık Aşamasındaki Hatalı İşlemler
- Satış ilanının hiç tebliğ edilmemesi veya usulsüz tebliğ edilmesi durumunda (Dosyada vekil varken asile tebligat yapılması hali de usule aykırıdır.)
- Taşınmaz satışlarında ilanlar ile satış tarihi arasında 1 aylık süre bulunması
- Satışa esas kıymet takdirinin üzerinden 2 yıldan fazla süre geçmesi
- Kıymet takdirine yönelik itirazın incelenmeksizin reddine karar verilmesi
- Süresinde satış istenmemesi nedeniyle haczin kalkmış ya da takibin düşmüş olması
2) İhalenin Yapılması Sırasındaki Hatalı İşlemler
- İhalenin ilanda belirtilen gün ve saate ve yasal prosedüre uyulmadan yapılması
- İhalenin ilanda belirtilen yerde yapılmaması
3) İhaleye Fesat Karıştırılmış Olması
İhaleye katılımın engellenmesi, malın gerçek değerine satılmasını, ihalenin sağlıklı ve normal şartlarda yapılmasını engelleyici dürüstlük kuralları ile bağdaşmayan her türlü davranışlarda bulunulması fesat oluşturur.
Fesat ancak şikayetçi tarafından ileri sürülmesi halinde ihalenin fesih nedeni yapılabileceğinden mahkemece resen nazara alınamaz.
4) Alıcının Taşınmazın Önemli Nitelikleri Hakkında Hataya Düşürülmüş Olması
Satılan malın ilanda ve şartnamede gösterilen özellikleri taşımaması ve bu şekilde alıcının yanıltılması alıcı tarafından ihalenin feshi nedeni olarak ileri sürülebilir.
E) İhalenin Feshi Kararı Verilmesi
İcra Mahkemesince ihalenin feshine karar verilebilmesi için, şikayetçinin ileri sürdüğü usulsüzlük nedeniyle menfaatinin zarar gördüğünü ispatlaması zaruridir. Emsal yargı içtihatlarına göre ihale bedelinin satışa konu malın muhammen bedelini karşılaması durumunda, zarar unsurunun gerçekleşmediğinin kabulü gerekir. Bu durumda dava şartı yokluğu nedeniyle ihalenin feshi istemi reddedilmelidir. Bu halde de para cezasına hükmedilmeyecektir.
İhalenin kesinleşmesi ve taşınmazın alıcı adına tapuya tescil edilmesi üzerine alıcının talebi üzerine taşınmazda bulunanların, taşınmazı tahliye ve teslim etmeleri için kendilerine bir tahliye emri gönderilir. Satış talimat icra dairesince yapılsa bile tahliye emri asıl icra dairesince gönderilir. Üçüncü kişi gönderilen tahliye emrinin tebliği üzerine tebliğ tarihinden itibaren 7 günlük sürede icra mahkemesine şikayette bulunabilir.
Resmi bir belge ile; hacizden veya ipotekten evvel yapıldığını ispatladığı bir sözleşmeye dayanarak taşınmazda bulunduğunu ispatlarsa, İcra mahkemesince şikayet kabul edilir ve tahliye emri iptal edilir. Aksi halde şikayet reddedilir. Borçlu ve borçluya tebaan taşınmazda bulunanlar 3. kişi sayılmayacağından tahliyeleri gerekir.
Kayseri İhalenin Feshi Avukatı
Kayseri Barosu Avukatlarından Avukat Oktay AYDOĞDU, İhalenin Feshi Hukuku Davalarında Kayseri İlinde müvekkillerine en sağlıklı, hukuki bilgileri vermektedir. Miras davaları tecrübeli hukuk bilgisi gerektiren davalardır. Ufak bir hata durumunda çok büyük hak kayıpları da yaşanabilir. Bu nedenle Kayseri İhalenin Feshi Avukatı Oktay AYDOĞDU, her zaman hukuki bilgisi ve tecrübesi ile müvekkillerine yardımcı olmaktadır. Kayseri Avukat Oktay AYDOĞDU.
0 yorum yapıldı